Spontan (Kendiliğinden Üretilen) Düşünce, Psikopatoloji ve Bilişsel Psikoterapiler
Spontan Düşünce ve Zihin Gezinmesi
“Nasıl başlamalı… Belki önce bir fincan kahve içsem iyi olur. Ama ondan önce çamaşır makinesini çalıştırmalıyım. Yarın sabah için beyaz gömleğimin temiz olması gerekiyor…”
Hiç fark ettiniz mi?: Zihin dışarıdaki bir uyarana odaklanmadığında, içerideki sayısız olasılık arasında bir gezintiye çıkıyor -Kelimeler (“Belki önce kahve içmeliyim”) ya da imgeler (elinizde sıcak bir fincan tutuyorsunuz) arasında —ta ki dışsal bir uyaran onu durdurana kadar (Bip, bip!) “Ah! Yemeği ocakta unuttum!”. Ve hiç vakit kaybetmeden gezintisine geri dönüyor: “Son günlerde çok unutkanım…”
Spontan düşünce, dışsal bir uyaran yerine içsel dünyaya odaklanan düşüncedir. Kendiliğinden üretilen düşünce, uyarandan bağımsız düşünce ya da içe dönük düşünce olarak da bilinir.
Andrews-Hanna ve arkadaşları zihin gezinmesini şu şekilde tanımlıyor: “dikkati odaklanmasında, (verilen) görev ile ilgili algısal uyaranları gözden kaçırma pahasına, görev ile ilgisiz spontan üretilen bilgilere doğru kayma” (Andrews-Hanna et al., 2014).
Bu yazımızda, spontan düşünce ile ilişkili beyin ağlarını ve spontan düşüncenin psikopatoloji ve bilişsel psikoterapi açısından önemini ele aldık.
Spontan Düşünce İle İlişkili Beyin Ağları
Spontan düşüncelerin üretilmesi, beyinde “varsayılan mod ağı” (Default Mode Network) olarak adlandırılan bir sinir ağıyla ilişkilendirilir.
Varsayılan mod ağı, zihnin dinlenme durumunda olduğu ve dışsal bir uyarandan bağımsız olarak gezindiği sırada aktif olan beyin bölgelerinin bir bileşimidir.
Varsayılan mod ağı, medial prefrontal korteks (öz-bilinç, sosyal düşünme), lateral frontal korteks (planlama, karar verme), medial pariyetal korteks (uzamsal yönelim), medial temporal lob (hipokampus ve parahipokampal korteksler – bellek ve anımsama), lateral pariyetal korteks (dışsal algı, dikkat), lateral temporal korteks (işitsel ve görsel algı) ve beyincik (motor kontrol, denge) ile striatum (ödül, hareket kontrol) gibi beyin bölgelerini içerir (Andrews-Hanna et al., 2014).
Önemli olarak, varsayılan mod ağı, zihnin dışsal uyaranlara odaklandığı dorsal dikkat ağı (görsel algı, çevresel dikkat) adı verilen başka bir ağla antifaz ilişkisi gösterir. Yani dorsal dikkat ağı aktif olduğunda, varsayılan mod ağı sessizleşir. Bu yüzden dikkatimizi bir şeye verdiğimizde kafamızdaki ses bir süreliğine susar. Bu ağ, inferior precentral sulkus (motor kontrol), superior oksipital girus (görsel işleme), orta temporal hareket kompleksi (hareket algısı) ve superior lobül (görsel algı) gibi görsel algı ve işleme ile ilişkilendirilen beyin bölgelerini içerir çünkü dikkat çevreye odaklanmıştır (Andrews-Hanna et al., 2014).
Önemli bir diğer ağ da frontoparietal kontrol ağıdır (bilişsel denetim, dikkat yönetimi) ve bu ağ, varsayılan mod ağı ile dorsal dikkat ağı arasındaki aracı rolüyle dikkat çeker. Bu ağ, rostral prefrontal korteks (planlama, karar verme), anterior singulat korteks (duygusal işleme, dikkat), insula (bilişsel denetim, duygusal farkındalık), precuneus (öz-bilinç, yönelim) ve lateral temporal korteksin (işitsel ve görsel algı) bir bölümünü içerir (Andrews-Hanna et al., 2014).
Spontan Düşünceler ve Psikopatoloji
Bilişsel terapide otomatik düşünceler olarak adlandırılan, olumsuz, esnek olmayan ve faydasız düşüncelerin, psikopatolojilerin gelişiminde ve ilerlemesinde rol oynadığı bilinmektedir.
Beklenildiği gibi, spontan düşünceler de çeşitli psikopatolojiler ile ilişkili olabilir. Örneğin, yaşa bağlı hastalıklarda (örneğin nörodejeneratif hastalıklar) spontan düşüncenin üretimi ile ilişkili bozukluklar görülebilirken, depresyon gibi klinik bozukluklarda spontan düşüncenin içeriğini düzenleyememek ile ilişkili problemler görülebilir.
Depresyonda kişi, sürekli olarak durumların ve benliğin olumsuz yönlerine odaklanır. Spontan düşünce ruminasyon halini almıştır. Dikkat içe yönelmiş ve düşünce içeriği esnek değildir.
Ek olarak, spontan düşünce ve görev odaklı düşünce arasındaki geçişi düzenleyememek dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu gibi klinik bozukluklarda görülebilir. Burada birey dikkatini spontan düşünceden alıp üzerinde çalışması gereken göreve odaklamakta zorlanır (Andrews-Hanna et al., 2014).
Beynimiz Neden Spontan Düşünce Üretir?
Spontan düşünceler, zihnimizi gezintiye çıkararak bizi andan uzaklaştırır ve hatta bazen psikopatolojilere yol açar. Öyleyse beyin spontan düşünceleri neden üretiyor olabilir? Spontan düşünce insanın uyum sağlamasında nasıl bir rol oynuyor olabilir?
- Bir açıklama, spontan düşüncelerin, kişinin geçmişi, şu anı ve geleceği arasında bağ kuruyor olduğu şeklinde (Mason et al., 2007). Bu, kişi için bir kimlik ve otobiyografik benlik sahibi olmanın önemi göz önünde bulundurulduğunda oldukça açıklayıcı (Damasio).
- Diğer bir açıklama ise, spontan düşüncenin bizi her zaman optimal bir uyarılma seviyesinde tutarak aksiyon almaya hazır olmamızı sağlıyor olduğu şeklinde (Mason et al., 2007).
- Son olarak, bu becerinin insanlarda özel bir işlevi olmadan evrimleşmiş olabileceği de düşünülmektedir, yani: “Zihin geziniyor, çünkü gezinebiliyor” (Mason et al., 2007).
Spontan Düşünce ve Bilişsel Psikoterapiler
Zihnin çoğu zaman bu tür düşüncelerle meşgul olduğunu ve bu düşüncelerin psikopatolojilerin gelişimi ve ilerlemesinde rol oynadığını göz önünde bulundurduğumuzda, bilişsel terapilerin spontan düşünceleri anlama ve onlarla başa çıkmada nasıl yardımcı olabileceğine bir bakalım.
Bilişsel psikoterapiler bize şunları öğretir:
- Düşünceler biz onlara inanıp anlam yüklemediğimiz sürece sadece düşüncedir.
- Düşüncelerin akışını kontrol edemeyiz, kendiliklerinden gelir ve giderler.
- Düşünceleri ancak fark edebilir ve bir mesafeden izleyebiliriz.
- Kontrolümüzde olan tek şey davranışlarımızdır.
Zihnimiz hiç durmadan gezinir. Tıpkı evde ebeveynleri yokken çevreyi keşfe çıkan iki yaşında bir çocuk gibi. Her şey dikkatini çekiyor, farklı ne görse merakla ona doğru yöneliyor, ta ki onu bir süre meşgul edecek gerçekten büyüleyici bir şeyle karşılaşana kadar.
…
Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere,
Ayşegül
Not: Bu yazı, yazarın, 23 Ekim 2018 tarihli, Self-Generated Thought in the Brain and Cognitive Psychotherapies adlı yazısının Türkçe çevirisidir.
Kaynaklar
Andrews-Hanna J. R., et al. (2014). The default network and self-generated thought: component processes, dynamic control, and clinical relevance. Annals of the New York Academy of Sciences, 1316(2014), 29-52.
Mason M. F., et al. (2007). Wandering minds: the default network and stimulus-independent thought. Science, 315(5810), 393-395.